7 Adımda Giriş(eme)mek

Sefa Yılmaz
4 min readDec 23, 2021

--

Girişimcilik hakkında bir çok kaynak var, bir çok eğitim var ve girişimcilik artık dünyanın en popüler konularından biri. Ama ben girişimciliğin en önemli kaynağının deneyim olduğunu düşünüyorum. Deneyip, öğrenip, yeniden denemek. Bu bir döngü ve bu döngü her dönüşünde sizi daha iyi hale getiriyor yani bir sonrakinde neyi yapmayacağınızı artık biliyor oluyorsunuz.

Sadece teknoloji girişimlerini saymazsak, neredeyse liseden beri, ufak ufak girişimler deniyorum. Kiminden maddi kazançlarım oldu ama kiminden de olmadı. Fakat en önemlisi sanırım şu; hepsinden çok fazla şey öğrendim.

Bu yazımda biraz kendi deneyimlerimden çıkardığım 7 temel konudan; girişimci olmak isterken yapılma-ma-sı gereken 7 temel şeyden bahsedeceğim. Hadi Başlayalım.

1- Fikriniz Çalınmasın: Kimseye Söylemeden İşe Koyulun

Girişimci olmak istiyorum ve bir fikrim var, ilk ne yapmamalıyım? derseniz bu cevabı verirdim. Genellikle insanlar fikirlerini kimseyle paylaşmak istemiyorlar, ya çalınırsa diye düşünüyorlar. Bir fikri doğrulamak, fikir aşamasında yapmanız gereken en önemli şeylerdendir ve fikrinizin konusuyla ilgili ne kadar kişiden geri bildirim alırsanız bu fikrin gerçekten bir ihtiyaç olup olmadığını, kimsenin bunun için verecek parasının olup olmadığını ancak böyle anlarsınız. Unutmayın ki fikir herkeste var ama bu fikri gerçekleştiren maçı kazanır!

2-Herhangi bir ekip kurun, kervan yolda düzülür.

İlk maddede “fikri gerçekleştiren maçı alır” demiştim. Bir maçı neden alamazsınız? Takımınız kötüdür. Ve maalesef; şimdilik bu takımla başlayayım ileride oyuncu değiştiririm yaklaşımı da genellikle çalışmaz. Kötü bir takım fikrinize olan inancınızı kaybettirir. Girişimcilik, içten yanmalı yapılan bir iştir ve yakıtınızı kötü bir takıma, takım içi çekişmelere, sizinle aynı heyecanı taşımayan kişilere harcarsanız, kendinize yetecek kadar bile kalmayabilir.

3- Girişim Danışmanlığı Yapanların Sözünden Çıkmayın

Fikrinizi bir çok noktadan doğruladınız ve güzel bir ekip kurdunuz. Hem sizin hem ekibinizin heyecanı ve yakıtı yerinde. Az önce “girişimcilik içten yanmalı yapılır” demiştim ve bunun bir tarafı da; deneyim kazanmak. Bu deneyimi yaşayarak değil, kolay yoldan birinden almak mı istiyorsunuz? O zaman bu başlıkta dediğimi yapabilirsiniz :)

Bu deneyimi size konuşarak veya eğitimlerle vereceğini iddia eden kişilere zamanınızı ve paranızı “kaptırmak” bu maçta sizi geri düşürür, yakıtınızı boşa harcamanıza sebep olur. Hele Türkiye’de bu işi yapan çoğu kişi/kuruluş; hayatında girişimci olmamış, olmuşsa da başarısız olup bu sektöre bu şekilde girip girişimcilerden para kazanmaya çalışan insanlardan oluşuyorken, en son yapacağınız şey bu olmalı. Deneyim satın alınmaz, bunu lütfen unutmayın. İyi konuşan, sizi ikna eden kişilerin uydurma başarı hikayelerine, yol göstermelerine ihtiyacınız yok. Her girişim kendi dinamikleriyle büyür ve bu dinamikleri en iyi siz biliyorsunuz. Sizin hikayeniz dünyada yaşanmış hiçbir hikayeye benzemiyor. Go ahead!

4-Girişim Yarışmalarını Kaçırmayın, Tamamına Katılın

Denemek-öğrenmek-yeniden denemek diye bir döngüden bahsetmiştim yukarıda. Eğer sürekli 3–5 bin TL kazanmak için her yarışmaya katılıyorsanız bu döngü şuna dönüyor: Yarış-öğren-yeniden yarış. Ve hem girişiminiz hem ürününüz artık bir yarışma ürünü olmaya evriliyor. Evet daha çok yarışma kazanıp bu döngüden gelen ufak paralarla girişiminizi belki idame ettiriyorsunuz ama varmak istediğiniz yer bu muydu? Değilse -ki bence değildi- zamanınızı ve enerjinizi varmak istediğiniz noktaya göre ayarlayın, yolda ekstra yakıt harcamayın!

5-Ürünü Çıkarmadan Önce Müşterilerle Görüşmeyin, Onlara Sürpriz Olsun

Tamam, fikrimi gizlemedim bir sürü geri bildirim toplayıp fikrimi doğruladım. E ama bari ürünümü kimseye göstermeyeyim; bitsin ve mükemmel bir noktaya gelsin öyle gösteririm. Girişimcilikte iki önemli çukur vardır; biri fikri saklamak bir diğeri de ürünü saklamak. 2 sene ofisinize kapanıp, kimsenin kullanmayacağı mükemmel bir ürün yapabilirsiniz. Ve bunu farkettiğinizde hem sizin hem ekibinizin artık daha fazla dayanmaya gücü kalmamıştır.

Bu yüzden MVP konsepti var; sadece basit olarak özellikleri olan, temel problemi çözen iş görecek küçük bir ürün yapın ve müşterilerinizle bunun üzerinde konuşun, bu ürünü geliştirirken onlarla iletişim halinde olun, fikirlerini alın ve bırakın onlar şekillendirsinler. Çünkü kullanacak olan onlar, siz değil!

6-Bir Kaç Ay Deneyin; Olmazsa Olmuyordur

Doğruladığınız bir fikriniz, heyecanlı ve uyumlu bir ekibiniz var. Yakıtınızı azaltacak gereksiz her şeyden uzak durdunuz. Ürününüzün basit bir halini yaptınız; müşterilerinizin yorumlarını alıp geliştirmeye devam ediyorsunuz. Ama 3 ay oldu ve hala para kazanmıyorsunuz. Olmazsa olmuyor diyip kaderci bir yaklaşımla her şeyi bırakabilirsiniz ama eğer bu dediklerimin tamamı var ve sadece para kazanmıyorsanız biraz aceleci davranıyor olabilirsiniz.

Bir ürünün ne zaman ve nasıl para kazanacağı iş modeline bağlı olarak değişir. Bir ürünün para kazanması için iş modelinin ne olması gerektiği çok farklı şekillerde test edilebilir, yeni yöntemler denenebilir. Bir iş modelinde ısrarcı olmayın, yeni modeller deneyin. Fikir, ekip ve müşteri tarafından olumlu değerlendirilmiş bir ürününüz varsa; yapmanız gereken şey yarattığınız değerin karşılığını nasıl alacağınızı kurgulamanız test etmeniz ve olmuyorsa yeni yöntemler bulmanızdır. Genellikle sabır girişimciliğin en zorlu taraflarından biridir ve maalesef bunun bir sebebi de girişimcinin maddi olarak desteğinin olmamasıdır. Ama maçı kazanmak üzeresiniz, taktik değiştirin, sahayı terketmeyin! :)

7- İyi Ürün Kendini Satar; Pazarlama ve Satışı Düşünmeyin

Bir önceki maddede bahsettiğim problemin ortaya çıkmasının en büyük nedeni işte bu şekilde düşünen genellikle teknik odaklı girişimcilerdir:) Bunun sebebi çok anlaşılabilir; çünkü somut bir ürünü ortaya koyabilen kişi mühendislerdir ve genellikle bu bir girişimin en zor kısmı olarak görülür. Hatta bazen inanılmaz idealist kişiler ürünlerini ilk andan itibaren bir mühendislik harikası olarak yaratmaya çalışırlar. Fakat burada söylemem gereken önemli bir şey var; maalesef akademik bir problemi değil ticari bir problemi çözmeye çalışıyoruz ve günün sonunda müşteri sadece ihtiyacının giderilip giderilmediğine bakıyor.

“Ne kötü ürün” veya “ne kadar da kolay ürün” diyip geldiği noktaya imrendiğimiz ürünlerin çoğunun arkasında çok iyi bir pazarlama, satış stratejisi ve/veya ekibi vardır.

Şunun gibi birçok örnekle de karşılaştım; teknik anlamda muhteşem çalışan bir ürün, çöp olan kodlar, boşa zaman harcanmış arge çalışmaları.

Özetle şunu söylemek isterim; fikir, ekip, ürün, pazar ve satış bunların tümünü ilk baştan düşünmek gerekir. Çünkü girişimcilik bu kasların tamamının birlikte çalışabilmesini gerektirir.

Ve son olarak; içinizdeki girişimcinin sesini dinlemeyi unutmayın çünkü her girişimcilik yolcuğunun kendine ait bir hikayesi var, siz de kendi hikayenizi yazın!

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Sefa

--

--